İslam İşbirliği Teşkilatından Kudüs çağrısı: Uluslararası toplumun harekete geçmesi elzemdir

TBMM Başkanlığının girişimiyle İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB), işgalci Siyonist rejimin Filistinli Müslümanlara uyguladığı şiddet ve zulmü kınayan bir bildiri yayımladı.

İşgalci siyonist rejimin, mübarek Ramazan ayında Kudüs’te uyguladığı baskıcı politikaları ve Filistin halkının ibadet özgürlüğünü engellemeye yönelik girişimlerinin, 7 Mayıs gecesi Mescid-i Aksa’da ibadet eden cemaate yönelik gerçekleştirilen saldırılarla yeni ve son derece vahim bir boyut kazandığı belirtilen bildiride, üç semavi dinin müşterek mübarek mekânı niteliğindeki Harem-i Şerif’te saldırı sonucunda çok sayıda Filistinli sivilin yaralanması şiddetle kınandı.

“Bu zulüm ve adaletsizliğinin sona erdirilmesi için somut tedbirler derhal alınmalıdır”Bildiride, “Doğu Kudüs’te bu akşam idrak edilecek Kadir Gecesi’nde mevcut gerginliğin daha fazla tırmanmaması için, israil güvenlik güçlerinin Harem-i Şerif’e ve buradaki cemaate müdahale etmekten kaçınması çağrısında bulunuyoruz. israilin, Kudüs’e ilişkin BM Güvenlik Konseyi, BM Genel Kurulu kararları dâhil olmak üzere uluslararası hukuka aykırı uygulamalarına karşı uluslararası toplumun vakit kaybetmeden harekete geçmesi elzemdir. Bu zulüm ve adaletsizliğinin sona erdirilmesi için somut tedbirler derhal alınmalıdır. İsrail’in, yasadışı yerleşimciler lehine Kudüs’ün Şeyh Carrah mahallesindeki Filistinlilerin nesillerdir yaşadıkları evlerine el koyularak, zorla tahliye edilmelerine yönelik operasyonlar da gayri hukuki ve gayri insanidir. israilin mezkûr politikalarını ve uygulamalarını da kınıyoruz.” denildi.

Kudüs ve kutsal mekânların, kendilerinin kırmızı çizgisi olduğuna dikkat çekilen bildiride, “israilin, Kudüs’ün ve Harem-i Şerif’in statüsünü aşındırmaya yönelik mütecaviz eylemlerine ve Filistin halkının meşru haklarını gasp etme girişimlerine karşı her zaman ve en kuvvetli tepkiyi vermeye devam edeceğiz.” ifadelerine yer verildi.

Bildiride, “Öte yandan, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM), 1967’den bu yana israilin işgali altındaki Doğu Kudüs dâhil Filistin topraklarında yargı yetkisinin bulunduğuna hükmetme kararı, israilin Filistin topraklarında işlemekte olduğu suçlardan dolayı hesap vermesinin ve söz konusu suçların sorumlularının tespit edilmesinin önünü açmıştır. Bu çerçevede, Filistin’in UCM’ye yönelik, Şeyh Carrah’taki ihlallerinden ve suçlardan dolayı israile karşı net bir tavır alma çağrısını destekliyoruz.” değerlendirmesinde bulunuldu.

“Filistin halkıyla dayanışmamızı kararlılıkla sürdüreceğiz”

Bildirinin sonunda, “Dünya ve bölge barış ve istikrarı bakımından büyük önem taşıyan ve hepimizin kalbinde müstesna bir yere sahip olan Filistin halkıyla dayanışmamızı kararlılıkla sürdüreceğiz. Filistin davasını ve Filistin halkının özgürlük, adalet ve bağımsızlık mücadelesini en güçlü şekilde savunmaya devam edeceğiz.” ifadelerine dikkat çekildi. (İLKHA)

Bu Haberi Paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu